Türkiye kırsal yörelerinde halkın en önemli geçim kaynaklarından birisi hayvancılıktır. Hayvansal üretim büyükbaş (et ve süt sığırcılığı, mandacılık) ve küçükbaş (koyunculuk ve keçicilik) hayvan yetiştiriciliği olarak iki şekilde yapılmaktadır. Büyükbaş hayvan yetiştiriciliği devletin teşvik ve destekleri ile entansif ve yarı entansif şekilde ölçek ekonomisini yakalamış ve endüstriyel üretim şekline dönüşmüştür. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde de benzer yönelimler ve uygulamalar söz konusu olmasına rağmen, maki ve mera alanlarında yıllardan beri yapılan geleneksel salma hayvancılık veya ekstansif üretim şekli ile günümüzde halen önemini korumaktadır. Bu tür küçükbaş hayvan üretim şekli sadece ülkemizde değil Akdeniz’e komşu ülkelerde yaygın olarak yapılmakta olup, yerel toplumların geleneksel yaşam biçimine dönüşmüştür. Akdeniz’in kuzeyinde yer alan ülkelerde (Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya’da) koyun ve keçi yetiştiriciliği olarak yapılan bu hayvansal üretim şekli, Akdeniz’in güneyinde yer alan ülkelerde (Mısır, Libya, Tunus, Cezayir ve Fas’ta) hem gücünden hem de et ve sütünden yararlanılan bir türü olan “deve yetiştiriciliği” üretim sistemine katılımı ile çeşitlenmekte ve zenginleşmektedir.

Akdeniz çevresinde geleneksel olarak yapılan küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde konar-göçer yaşam sürdüren yerel toplumların önemli bir yeri vardır. Öyle ki bu yaşam şekli Akdeniz’in kuzeyinde yer alan ülkelerde bile (Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya’da), ülkelerin gelişim süreçleri içinde ortadan kalkmamış olup, halen devam ettirilmektedir. Aslında, hayvancılık yapan konar-göçer toplumlar hayvanlarına ot ve yem veren mera ve otlak alanlarının arayışı ile sürekli hareket halindedir. Akdeniz Bölgesi’nde yer alan ülkelerin kırsal yörelerinde yapılan geleneksel küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, yerel toplumların gıda güvenliğini sağladığı gibi, ekolojik ve doğal üretim yapılması sebebi ile elde edilen ürünlere yönelik talepler hızla artmış, sadece ülke içi değil, ülke dışından da talep edilen ürünler haline gelmiştir.

Bu proje, Avrupa Birliği’nin (EU) ERANETMED (Euro Mediterranean Cooperation Through ERANET Joint Activities and Beyond) proje çağrısı kapsamında Akdeniz çevresinde yer alan ülkeler olarak; Almanya, Cezayir, Fas, İspanya, İtalya, Kıbrıs, Lübnan, Malta, Mısır, Ürdün, Tunus, Türkiye ve Yunanistan’a yapılan proje teklif davetinin kabul edilmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Proje çağrı başlığı, “Dezavantajlı Toplumların Yaşamsal Sorunlarının Araştırılması ve Çözüm Önerileri (Call for research proposals on Environmental challenges and solutions for vulnerable communities)” dır. Bu çağrı kapsamında ülkemizi temsil eden araştırma birimi Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) olmaktadır.

Orjinal adı “Pastoral ACTORs, Ecosystem services and Society as key elements of agro-pastoral systems in the Mediterranean” olan proje teklifi 6 ülke olarak; Cezayir, İspanya, İtalya, Tunus, Türkiye ve Yunanistan tarafından kurulan ortak konsorsiyum tarafından teklif edilmiş ve Toplumlar/Ekosistemler ve Çevre-Çagrı No: RQ4-2016 (Societies/Ecosystems and Environment-Call identifier RQ4-2016) konu başlığı ve kapsamı altında desteklenmeye uygun görülmüştür.

Konsorsiyumda yer alan ülkelerin katılımcı kurumları; Cezayir’den INRAA Division Agro-Sétif ve Université Ferhat Abbas Sétif, İspanya’dan Center for Agro-food economics and development ve University of Vic, İtalya’dan CIHEAM Bari, Polytechnic University Marche – Ancona ve National Research Council – Sassari, Tunus’dan , Institut des Régions Arides- Médenine, Türkiye’den Süleyman Demirel Üniversitesi ve TÜBİTAK ve Yunanistan’dan Aristotle University of Thessaloniki olmaktadır.

Bu projenin Türkiye uygulamaları için “Süleyman Demirel Üniversitesi Ormancılık Uygulama ve Araştırma Merkezi” sorumlu olup, uygulamalar bu birim merkezinden yürütülecek ve koordinasyon bu birim tarafından sağlanmaktadır.

Proje kapsamında 8 iş paketi bulunmaktadır.

facebook

Facebook

Yerel Toplumlar
instagram

Instagram

Yerel Toplumlar
twitter

Twitter

Yerel Toplumlar